Bir insan düşünün;
Uyandığı ilk saniyeden itibaren bir koşuşturma halinde.
Yemek yapar, sofra hazırlar, çocukları giydirir.
Sofrayı toplar, bulaşıkları yıkar, çocukları okula götürür.
Alışveriş yapar, yatakları toplar, süpürge açar.
Çamaşırları çalıştırır. toz alır, cam siler bir de banyoyu temizler.
Azıcık nefeslenir..
Sonra yemeği hazırlar, mutfağı temizler, çöpü atar.
Çocukları okuldan alır, sofrayı hazırlar, bulaşıkları dizer,
Çocuklarla oyun oynar, ödevlerine yardım eder, onlarla ilgilenir.
Çay yapar, kahve yapar, herkese hizmet eder.
Maalesef çoğu Türk kadınının hayatı hizmet etmekle geçer.
Sırtındaki görünmeyen yük altında ezilir.
Kendini düşünecek vakti bile olmaz.
Fakat en sonunda bencillikle suçlananlar da onlardır.
Bunların hepsini yaparken, alımlı bir eş, hoşgörülü bir anne olması beklenir.
Sevecen, huzur veren ve güler yüzlü olması beklenir..
Çok garip değil mi?
Bu düzen sizden önce ışığınızı alır,
Sonra da parlamanızı bekler..