Ailenizden birinin, ailenizden bir başkası hakkında dertlerini size kaygıyla anlatmaya başladığını düşünün.
“Dert ortağı” olabilmek sizi büyük olasılıkla iyi hissettirecektir.
Fakat, bu kaygının size de yansıdığını ve hatta;
Durduk yere diğer aile üyenizle biraz da olsa uzaklaştığınızı hiç hissettiniz mi?
Bununla birlikte, sağlıklı bir şekilde iletişim kuramadıkları için, bu sorunu yaşamaya devam ettiklerini de gördüğünüz oldu mu?
İşte biz bu duruma; üçgenleşme diyoruz. Amacı şu; bu üçgeni yaratan kişinin kaygısını azaltma çabası.
Bunun sonucunda kişinin kaygısı azalır azalmasına ama, hem asıl sorunu çözemez hem de başkalarının da kaygılanmasına sebep olur.
Mesela sizin.
Yarın öbür gün aralarındaki sorunlar bir şekilde çözüldüğündeyse, siz eski dert ortağı olarak, sırtınıza yüklenen kaygıyla dışarda kalmış hissedersiniz.
Üçgenleşmeyi her ilişkinizde yaşayabilirsiniz.
Peki çözümü ne? Çözümü şu;
İnsanlar başkaları hakkında size dert yanmaya başladığında, bu sorunu kendi aralarında halletmeleri gerektiğini onlara tekrar tekrar hatırlatın.